TELEVİZYONUN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ OLUMSUZ ETKİLERİ


Konunun temelini oluşturan bu bilgilerin
aktarılmasından sonra ilişkilendirme tiplerinin ve çocukların etkilendikleri
konuları özetle vermek gerekirse, bunları on başlık altında toplamanın mümkün
olduğu görülmektedir.
1.Tüketim toplumu bireyi olmaları üzerine etkileri
2.Cinsel kimliğin oluşması ve karşı cinsle olan
ilişkiler üzerine etkisi
3.Anne ile ilişkisi üzerine etkisi
4.Baba ile ilişkisi üzerine etkisi
5.Şiddet eğilimlerine etkisi
6.Okumaya, düşünmeye ve başarıya etkisi
7.Kültürel yabancılaşmaya etkisi
8.Dildeki yozlaşmaya etkisi
9.Kendi kimliklerinin bağımsız ve özgün bir biçimde
oluşmasına etkisi
10.Çocukluğun yitirilişi ve masumiyetin yok oluşuna
etkisi
SONUÇ VE ÖNERİLER
Peki ne yapmalı? Sadece araştırmak, incelemek ve
konuşmak yeterli mi? Elbette değil... Şimdiye dek pek çok ülkede yapılan
araştırmalar, televizyonun çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini kanıtladığına
göre artık önlemler alınması için harekete geçme zamanı gelmiştir..
Harekete geçerken de çözüm önerilerinin doğru
saptanması kadar bunların doğru adrese ifade edilmesi de önem taşımaktadır.
Örneğin çözümü salt devletten beklemek kadar tek başına televizyon
kanallarından beklemek de yanlıştır.
Şu anda televizyonu çocukların hayatından baskı
yoluyla çıkartamayacağımıza göre yapılabilecek şeyler bellidir. Aileler ve
sivil toplum örgütleri bu konuda en başta gelen doğru adreslerdir. Ben burada
önce ailelerin beklentilerini ve yapabileceklerini, daha sonra da sivil toplum
örgütlerinin yapabileceklerini, en son da genel olarak birkaç öneriyle
çalışmamı bitirmek istiyorum.
Ana babaların televizyon programlarının içeriği ile
ilgili istekleri şunlar:
1.Televizyonda gösterilen vurdulu kırdılı şiddet
içeren filmlerin ya da reality-showların, yayından kaldırılması ya da geç
saatlerde yayına konması.
2.Özellikle, haberlerde, şiddet içeren ve üzücü
görüntülerin yer almaması ve defalarca, üstü bantlı olsa da gösterilmemesi.
3.Çocuklara duygu ve davranışlarıyla örnek
olabilecek çocuk oyuncu ya da oyuncuların rol aldığı yerli dizi filmlerin
gösterilmesi.
4.Televizyonda çocuk programlarının ve çizgi
filmlerin çeşidi ve süresinin arttırılması ve bu filmlerin arka arkaya değil de
aralıklarla gösterilmesi.
5.Türk kültüründe yer etmiş halk tiplemelerinin
çocuk programlarında daha çok yer alıp çocuklara tanıtılması.
6.Çocuk dizileri ve çocuk programlarında argo
sözcüklerin kullanılmaması.
7.Özellikle çocuk yuvalarına giden çocuklar
düşünülerek çocuklara yönelik programların akşam 19.00 ile 21.00 arasında
gösterilmesi.
8.Türk televizyon kanalları arasında sadece
çdcuklara yönelik ve çocukların sunduğu bir kanalın yer alması (Başal,1999).
Çocuklara yönelik programlar hazırlanırken, program
yapımcıları tarafından çocukların özellikleri dikkate alınmalı ve gelişimin en
hızlı olduğu okul öncesi dönemde onların dış uyarılardan çok fazla
etkilenebilecekleri düşünülmelidir.
Ailelere düşen öncelikle çocuğu televizyon
karşısında yalnız ve savunmasız bir biçimde bırakmamak, mümkün olduğunca
birlikte izlemek. Konuşarak, anlatarak ve paylaşarak. Sonra da çocukları
okumaya sevk etmek ve televizyon izlemelerine belli ölçülerde sınırlandırmalar
getirmek.
http://www.cocukaile.com/IcSayfa.aspx?Kodal=446
http://www.cocukaile.com/IcSayfa.aspx?Kodal=446
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder